
St. Petersburg Gezi Rehberi
St. Petersburg, Rusya’nın kuzeybatısında yer alıyor. 200 yıl boyunca Çarlık dönemi Rusya’nın başkenti olan şehir 1703 yılında Rus Çarı Petro tarafından kurulmuş. Baltık Denizi kıyısındaki şehir, Neva Nehri ve 42 ada üzerinde, 55 kanal ve 500’e yakın köprü ile bir açıkhava müzesi. Puşkin, Dostoyevski gibi sanatçıların şehri olarak da bilinen St. Petersburg, Nevsky Caddesi, heykelleri ve beyaz geceleriyle mutlaka görülmesi gereken bir şehir.
Gezilecek Yerler
200’den fazla müzeyle, onlarca tarihi yapıyla ve UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almasıyla dünyanın her tarafından turistin ziyaret ettiği St. Petersburg’a kışları çok soğuk olduğu için, bu zamanlar dışında gidilmesini tavsiye ediyoruz. Nevsky Caddesi’nin etrafında bulunan otellerde kalacaksanız gezinize bu bölgeden başlayabilirsiniz. Fontanka ve Moyka nehirlerinin kıyıları da konaklama için birçok seçeneğe sahip. 54 duraktan geçen metro hattı, şehrin tamamını dolaşmaktadır.
Aziz İsaak Meydanı
I. Nikolay’ın at üstündeki heykelinin bulunduğu meydan, Aziz İsaak Katedrali ve Mariinski Sarayı arasında bulunuyor. Batısında Lobanov-Rostovski Evi yer alıyor. Mariinski Sarayı bugün St. Petersburg Yasama Meclisi olarak kullanılmaktadır. Sarayın önünde genişliği 97 metre olan Mavi Köprü görülebilir. Su seviyesini kontrol etmeye yaran Neptün’ün Ölçeği yine bu bölgededir. Meydandaki katedral, dünyanın en büyük kubbeli yapılarından biridir. 100 kilogram saf altın kullanılan kubbenin yüksekliği 101.5 metredir. Üzerinde 12 adet melek heykeli vardır. Katedralin doğu tarafında 1912 yılında açılan lüks Astoria Oteli bulunmaktadır.
Catherine Palace
Çarlık Sarayı olarak anılan saray, özellikle yazları Rus çarlarına ev sahipliği yapmıştır. 18. yüzyılda rokoko tarzında inşa edilmiştir. Sarayın dışı kadar içi de ihtişamlıdır. Bahçede camii görünümünde bir hamam mevcuttur. Bu hamamda, Türk divanı, halıları, porselen avizeleri bulunmakta. Hamam, nargile ve kahve fincanlarıyla bir Türk hamamından farksız. 846 metrekare olan taht salonuyla, 325 metre uzunluğundaki dış cephe süslemesiyle şehir merkezinden 20 kilometre uzaklıkta bulunur.
Ermitaj Müzesi
1852 yılında açılan müze, Çariçe II. Katerina’nın Berlin’den 200’ü aşkın resim koleksiyonunu getirmesiyle oluşturulmuş. Yapıda 1057 adet salon ve oda, 3 milyondan fazla sanat eseri bulunmaktadır. Sarayın bulunduğu meydandaki sütun, dünyanın en büyük tek parça sütunudur. 47.5 metrelik sütun Finlandiya’dan getirilmiş.
Bilet sırası beklememek için, internet üzerinden bilet almayı unutmayın.
Kazan Katedrali
Tamamlanması 10 yıl süren katedralin yapımına 1801 yılında başlanmış. Yarım ay şeklindeki yapısıyla dikkat çeken katedralin kulesi 80 metrelik boyuyla döneminin en uzun kulesi. 56.7 metre genişliğindeki katedral, Roma’daki St. Peter Bazilikası’ndan ilham alınarak yapılmış.
Peterhof Sarayı
Fransa’daki Versay Sarayı’nın etkisiyle yapılan saray, dev büyüklükteki bahçeleri ve çeşmeleriyle meşhur. Baltık Denizi kıyısında bulunan saraya, şehir merkezine uzak olduğu için Ermitaj Müzesi önündeki teknelerle en kolay şekilde ulaşılabilir.
Voskresenia Khristova Kilisesi
1883 – 1907 yılları arasında inşa edilen kilise, Sıçrayan Kanlar Kilisesi olarak anılıyor. Bunun sebebi, kilisenin bulunduğu noktada 1881 yılında Çar II. Aleksandr’ın suikast sonucu öldürülmesi. Rusların kendine has soğan başı kubbelerine sahip olan kilise, yaklaşık 7500 metrekarelik bir alanı kaplıyor.
Tatar Camii
1913 yılında tamamlanan camii, 49 metre yüksekliğindeki iki minare ve 39 metre yüksekliğindeki kubbesi ile oldukça güzel bir yapıdır.
Rusya’nın en büyük ikinci şehri olan St. Petersburg’da, dünyanın en çok müzesi olan şehirlerinden birinde gezecek yer elbette bunlarla sınırlı değil. Mayıs ayının sonlarında başlayıp, Temmuz ayının ortalarına kadar yaklaşık 40 – 45 gün süren en uzun günlerin yaşandığı beyaz gecelerde şehir, 18 saatten fazla aydınlıkta kalmaktadır. Sırf beyaz geceler bile bu güzel şehri keşfetmek için yeterli bir sebep.