Doğu Anadolu’nun İncisi Elazığ
Tarihi Harput Kalesinin eteklerinde kurulmuş bir şehir olan Elazığ genel olarak meyilli bir zeminde bulunmaktadır. Dağ eteklerinde olması nedeniyle şehir içindeki yolculuğunuz esnasında ya sürekli iniş ya da çıkış halinde gezinizi tamamlarsınız. Yukarı Fırat bölümünde yer alan şehirde temiz hava ve tarihi güzelliklere doymanız mümkün olmaktadır. Şehir yerleşim yerleri arasında beklide en yeni yerleşim noktalarından sayılabilecek bir yerdir. Harput çok köklü bir geçmişe sahip olduğundan Elazığ tarihini Harput’tan ayırmak kesinlikle mümkün olamayacaktır. Elazığ Doğa Anadolu illeri arasında Türkiye ekonomisine Turizm açısından en fazla katkıyı sağlamış aynı zamanda gelişmişlik seviyesini de Turizm faaliyetlerine bağlı olarak büyük oranda arttırmıştır.
Eğik Minaresiyle Dikkat Çeken Harput Ulu Camii
Anadolu’nun yerleşim yerlerinden önce kurulan Beylikler ya da İmparatorluklarda ilk olarak Cami yaptırılır ve ibadete çok büyük önem verilirdi. Bu nedenle de gidilen her yerleşim yerinde tarihi bir Cami görmeniz mümkündür. Ama Harput’ta bulunan, aynı zamanda en eski Türk Cami’lerinden olan Harput Ulu Camii eğik Minaresi ile oldukça dikkat çekmektedir. 1899, 1905 ve 1996 yıllarında Cami’nin güçlendirilmesi adına çalışmalar yürütülmüş ve restorasyon çalışmaları yapılmıştır. Halen ibadete açık olan Ulu Cami iç avlu, son cemaat ve iç Cami olarak 3 bölümden meydana gelmektedir. İki girişi bulunan Cami’nin planı dikdörtgen üzerinden yapılmıştır.
Anadolu’daki En Eski İbadethanelerden Meryem Ana Kilisesi
İsmi hakkında farklı topluluklarda farklı anılmalar olsa da Meryem Ana Kilisesi genel olarak 3 ismi ile bilinmektedir: Kızıl Kilise, Süryani Kilisesi, Yakubi Kilisesi. Harput kalesinden doğuya doğru gidildiğinde karşınıza tüm ihtişamı ile çıkacak olan bu Kilise’nin MS 179 yılında inşa edildiği düşünülmektedir. Halen kesin olarak inşa edildiği tarih bilinmese de günümüze kadar ulaşabilmesi onun ne kadar dayanıklı bir kilise olduğunu açıklamak adına en güzel örnek olmaktadır.
Tarihi İzzet Paşa Camii
Elazığ tarihi hükümet konağının karşısında yer alan bu ibadethane halen aktif olarak kullanılmaktadır. Aslında Cami ilk yapıldığı hali ile kullanılmamaktadır. 1866 yılına ilk kez yapılan ve dönemin valisi Hacı Ahmet İzzet Paşa tarafından yeri satın alınarak yaptırılan Cami ancak 1 asır dayanabilmiştir. 1966’ya gelindiğinde Cami'nin neredeyse çökmesi gündeme gelmiş ve hemen kurulan bir dernek sayesinde eski Cami yıktırılıp günümüzdeki İzzet Paşa Camii yapılmıştır. Şimdilerde ibadethane olarak kullanılan ve meydanın en gösterişli Camisi olan bu yer 1972 yılında faaliyete başlamıştır. Cami'nin yapımı tam olarak 5 yıl sürmüştür. Camii devam ederken yaşanan maddi zorluklar yapımın uzamasında en büyük etken olarak görülmektedir. Dernek son dönemlerde faaliyetlerini arttırmış aynı zamanda yöre halkından da destek alarak Camiyi tamamlamış ve teslim etmiştir. Cami her ne kadar sonradan yaptırılmış olsa da halen Osmanlı motiflerini bünyesinde barındırmaktadır. Bu sayede Cami'nin tarihi özelliğini kaybetmemesi adına çok çalışılmış, proje aşamasına eskisine benzetilmesi aynı zamanda da daha geniş ve ferah bir ortama dönüştürülmesi adına çok planlama yapılmıştır. Cami'nin 2 minaresi bulunmaktadır ve halkın en çok uğradığı ibadethanelerin başında gelmektedir. Eski Camiye oranla daha fazla cemaate kapıları açıktır.