Edinburgh Gezi Rehberi
Ülkenin en büyük ikinci şehri ve başkenti olan Edinburgh, İskoçya’nın doğusunda, Kuzey Denizi’ne yakın bir konuma sahip. Tepeleri, inişleri, yokuşları var. En önemli özelliği şehrin yapısının çok iyi şekilde korunmuş olması. İstanbul’dan direkt uçuşlarla dört buçuk saat gibi bir sürede Edinburgh’a ulaşabilirsiniz. Dilerseniz Londra’dan otobüsle ya da trenle de Edinburgh’a gidebilirsiniz.
Gezilecek Yerler
Şehirde hemen her yerde Ortaçağ ve Georgian dönemlerinden kalma yapıları hayranlıkla izleyeceksiniz. Eski Şehir ve Yeni Şehir olarak iki bölgeye ayrılan Edinburgh’da bir tarafta tarihin izlerini, bir tarafta sanat ve kültürü göreceksiniz. Sanat ve kültür demişken, Edinburgh’un UNESCO tarafından Edebiyat Kenti unvanını alan ilk kent olduğunu söyleyelim. Bir hatırlatma da İskoç eteği olan kitlin Edinburgh’la özdeşleştiği. Giymeyecek olsanız bile hatıra olarak alabilirsiniz.
St. Margaret Şapeli
Kale içerisindeki şapel, 12. yüzyılda yapılmış olup şehirdeki yapıların en eskisi. Şapel günümüzde vaftiz, evlilik gibi törenlerde kullanılıyor.
Edinburgh Kraliyet Botanik Bahçesi
Geniş araziye yayılmış olan botanik bahçede binlerce farklı bitki türü incelenebilir. 1670 yılında kurulan bahçede dinlenme alanları, parklar, süs havuzları bulunuyor.
Holyrood Sarayı
İngiliz Kraliyet ailesinin İskoçya’daki sarayı olan yapı, 16. yüzyıldan kalma. Sarayın arazisinde kilise ve okul bulunuyor. Bugün müze olarak kullanılan binalar, sanat galerisi olarak kullanılıyor.
İskoçya Ulusal Müzesi
Ülkenin en büyük müzelerinden biri olan müze, Antik Mısır’dan İskoçya’ya kadar birçok önemli kültürün eserlerine ev sahipliği yapıyor.
Greyfriar’s Bobby
Şehre gelenlerin mutlaka fotoğraf çektirdiği noktalardan biri. Ölen sahibini mezarlıkta beklemesiyle ünlü bir köpeğin sevgi ve sadakati bu heykelle ölümsüzleştirilmiş.
İskoçya Parlementosu
İskoçya Parlementosu’nun bulunduğu yerde daha önceden bira fabrikası bulunuyormuş. 2005’te kraliçe tarafından açılan bina, ilginç mimarisiyle dikkat çekiyor.
Kuzey Köprüsü
Şehrin ihtişamlı yapıları olan Scotsman ve Balmoral hotellerinin de bulunduğu bölgedeki köprüden, eski ve yeni şehri izlemek akşamları başka güzel oluyor.
Arthur’s Seat
Kentin ortasında yer alan Arthur’s Seat, sönmüş bir volkan. Yemyeşil bir alana sahip Arthur’s Seat’ten şehre unutulmaz bir bakış için uzun bir yürüyüşe değer.
Şehirde rehberli hayalet turlarına katılıp, korku dakikalar yaşayabilirsiniz. 1838’den beri aynı yerde hizmet veren Jenners alışveriş tutkunları için en güzel seçenek. Princess Sokağı Bahçeleri’ne piknik ve huzur bulmak için gidilmeli. Ulusal Müze dışında şehirde pek çok müze ve galeri bulunuyor. Edinburgh Modern Sanat Müzesi, Dean Galerisi bunlardan sadece birkaçı. Şehrin her yanındaki küçük detaylar sizi şaşırtacak, iyi ki Edinburgh’a gelmişim dedirtecek. Unutmayın buraya gelmeniz için Cesur Yürek William Wallace olmanıza gerek yok, kâşif yürek olmanız yeterli.